21 Aralık 2013 Cumartesi
19 Aralık 2013 Perşembe
18 Aralık 2013 Çarşamba
17 Aralık 2013 Salı
Kokuşma Sanatı
Hiçbir şey orijinal değildir.
Ludmilla-Tcherina-and-Germinal-Casado-Set-design-by-Dali-1962- |
Hiçbir şey orijinal değildir. Hayalgücünüzü gazlayan, sizi ilhamla titreştiren her yerden çalın. Eski filmlerden, yeni filmlerden, müzikten, kitaplardan, resimlerden, fotoğraflardan, şiirlerden, rüyalardan, rastgele sohbetlerden, mimariden, köprülerden, tabelalardan, ağaçlardan, bulutlardan, sulak havzalardan, ışık ve gölgelerden beslenin. Sadece ve sadece ruhunuza seslenen şeyleri malzeme alın. Bunu yaparsanız işiniz (ve hırsızlığınız) özgün olur. Özgünlük paha biçilmez, orjinallik safsatadır. Bunları yaptıktan sonra da hırsızlığınızı saklamakla uğraşmayın, tam tersine değerini bilin. Jean-Luc Godard’ın 'Nereden aldığınız değil, nereye götürdüğünüz önemlidir' sözünü hep aklınızda tutun. Jim Jarmush
16 Aralık 2013 Pazartesi
15 Aralık 2013 Pazar
14 Aralık 2013 Cumartesi
Birden hatırlıyorum, unutulduğumu ... Mono - Follow The Map
yürüyeceksek ağaçlar arasında, yürümeliyiz
maskelerimiz beyaz, karlar keza...
maskelerimiz beyaz, karlar keza...
yalnız, çekik gözlerin çekinmeden bakabildiği,
hep olduğu gibi bakabildiği güneş
ardımızda/
köprüler geçmeliyiz,
geçeceksek maskelerden/
sonra koşarız;
göz yaşsız, ağlamaksız.
belki kavuşmadır bu,
belki buluşmadır ilk.
bir çember çizmiştir çocuk, taşlardan
-henüz tamamlanmamış bir çember-
eteğindeki taşları dökerek...
Trompet trompet trompet!
Trompet! Trompet! Trompet!
Tutturdu mu tutturur. Savurur sonra yukarı.
Ona demiştim, demeyi denemiştim ona. Yalnız kendini duyuyor, bir de işte trompeti...
Düşüyormuş sanki duymayınca. Mahrumum sanki diyor, dinlemeyince, kulaklarımdan ya da uzağa gönderin ellerimi diye bağırıyor. Ağlayamayan herkese bir trompet gerekmiş, olmadı neymiş...
Çıldırmış olmalı, çıldırmış olmalıyız.
Bir peri bulmuş sokakta, yaralı -böyle ayva tüylü, çipil gözlü bi şi, mor mor parmakları var. Peri işte, illa bi garipliği olacak.- Tutmuş, eve getirmiş. Denizler ne güne duruyor dedim, kanyonlar, yastık kılıfları, davul tozları, Neptün ne güne duruyor.
Hadi ki üşendin, "bahçe" dedim, "bahçe ne güne duruyor." ceviz ağacı da var, toprağı sülfür, iyi gelir, yatıştırır. Sonra göğüne gider, ya da notasını bulur...
O sıra, peri, kapı eşiğinden odaya doğru, fısır fısır bir yasemin beyazı yolladı, si bemol kokuyordu yaseminden çok. Korkmadıksa da ürperdik.
"Trompet çalıyor" dedi, "üstelik dut yaprağına sarılmış".
"Yapma ama" dedim "Sen de buna inandın mı?"
"Periler yalan söylemez" dedi.
"Hayalse söyler" dedim.
-çipil gözlü bi şi- Kaç yaşındadır ki? Taş çatlasın bin elli. Elleri neden mor hem?
-çipil gözlü bi şi- Kaç yaşındadır ki? Taş çatlasın bin elli. Elleri neden mor hem?
Ben de görmeseydim hani, o ayva tüylü periyi, yine hayalilerinden biri zannederdim, onun. Görmedim mi yoksa. Çıldırmış olmalı. çıldırmış olmalıyız.
Bunlar kedisizlikten, perisizlikten değil.
Trompet! Trompet! Trompet!
Duyuyor musunuz?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)